5 Mart 2013 Salı

Ünlülerin Saçları # Miley Cyrus

Saçlarına - eski haline daha doğrusu - bayıldığım ünlülerden birisi olan Miley, özellikle son zamanlarda saçları hakkında verdiği radikal kararlarla gündemi epey meşgul etti ve ben de böyle bir yazı hazırlamaya karar verdim. Hem Miley'nin saçlarının zaman içinde ne kadar değiştiğini görmek için, hem de bunu başkalarıyla paylaşmanın güzel olabileceğini düşündüğüm için. Umarım seversiniz arkadaşlaağğrrrrr ^^

Yazımıza 2006 yılıyla, yani Hannah Montana dizisi sayesinde Miley ile tanıştığımız yılla başlıyoruz. Hanım hanımcık bir imaj çizen kızımız bu dönemde süt beyazı teni, renkli gözleri ve olanca sevimliliğiyle dikkat çekiyordu. Doğrusunu söylemek gerekirse mavi veya yeşil gözü her zaman sarışınlardan çok kumrallara yakıştırmışımdır, ayrıca koyu renk saç/açık renk ten kombinasyonuna da bayılırım. Miley tüm bunlara sahip biri olarak benim gözümde rüya çocuk gibi bir şeydi. Hem güzelsin, hem ünlüsün, hem de yeteneklisin, bunların üçüne birden sahip olmak çok özenilecek bir şey.


Ve geldik en Şeker Kız Candy hatunun bile yanlış saç rengiyle nasıl cadaloza dönüşebileceğine... Bu saç rengini kendisinde hayal  meyal hatırlıyordum ama bu resimlere bakmak beni gerçekten şok etti. Bir yerde okuduğuma göre, Nick Jonas'tan ayrıldıktan sonra kendini çok depresif ve karamsar hisseden Miley ruh halini dış görünüşüne de yansıtmak istemiş ve bu yüzden saçlarını siyah/koyu kestaneye boyatmış. Onu bunu bilemem de bu haliyle bizim mahallenin göz kalemi sürmeden dışarıya çıkmayan ve her ay saçlarını düzenli olarak siyaha boyatan apaçi kızlarına benzemekten öteye gidemiyor. Şaftın kaymış Mayli, neyse ki hatanı anlamışsın da aynı sene eski rengine dönmüşsün.


O itici koyu kestanedense bu kızılımsı kahveyi, uçlara doğru sarılaşan karameli ve esmerleşmiş tenine çok hoş bir hava veren doğal kahverengiyi çok daha beğendim. 2009 yılında - yaşından olsa gerek - gene çok risk almamış ve tercihlerini her zamanki gibi kahverengi tonlardan yana kullanmış Miley.


2010 yılındayız... Miley yine her zamanki gibi. O dalgalı saçlarına ölürüm ölürüm...


Ve... 2012! O zamana dek saçlarını hep uzun kullanmış Miley için esas değişim işte bu yıl yaşanıyor. Kısa saçın kendisine gittiğini düşünüyorum fakat büyüdüğünü ispatlamak istercesine o kadar ağır makyajlar yapmış ve öyle yaşlı işi saç modelleri tercih etmiş ki, kendini çirkinleştirmiş desem yeridir. İlk resimdeki saçına bayıldım mesela, bir genç kız için kullanılabilecek en sade ve hoş model. Fakat o kırmızı ruj, büyük küpeler ve Adele saçlarıyla Sibel Can'a benzemiyor mu sizce de? Hele ki diplerden çıkan koyu renkler... PÜÜ ALLAH BELANI VERMESİN MAYLİ.


Vee... İşte karşınızda Blonde Cyrus. ^^ Sarışınlık ona gerçekten çok yakışmıştı; onu sevimli, havalı ve çok hoş göstermişti. Bence bu modelde kalmaya devam etmeliydi, kesinlikle diyecek hiçbir şey bulamıyorum. 


Ömrüm hayatım boyunca bir kendi saçlarım kısacık kesilse bu kadar üzülürdüm, bir de Miley'nin saçları yalnızca kökü kalacak şekilde kesilince çok aşırı üzüldüm. Bana n'oluyorsa, Miley'nin derdi niçin beni geriyorsa... Ama arkadaşlar, bir üstteki fotoğraflara bakın bir de şuna... Yazık günah değil mi yahu? Her ne olursa olsun Miley kişiliğine en çok bu saç stilini yakıştırmış olmalı ki uzunca bir süre kısa saçtan vazgeçmeyecek izlenimi yaratıyor. 


Miley'nin saçları için yaptığımız zaman yolculuğu burada sona eriyor; ben üşenmeyip fotoğrafları tek tek bulup düzenleyip buraya koyduğum için üstün zekalıyım, siz de işiniz gücünüz yokmuş gibi oturup bunu okuduğunuz için. Çünkü bunlar hayatta çok işimize yarayacak, bir işte çalışmaya başlayacakken ya da üniversite sınavına girerken falan Miley'nin saçlarını Demi'nin kıyafetlerini soruyorlar.

Keşke öyle olsa değil mi? Hepimiz geçerdik sınavı herhalde.
Görüşürüz ^^

Ha bu arada, peki siz en çok hangi rengi beğeniyorsunuz Miley'de?


26 Şubat 2013 Salı

KALP KRİZİ GEÇİRİYORUZ! # HEART ATTACK



Demetria Devonne "Demi" Lovato'nun beklenen yeni teklisi Heart Attack'ın 4 Mart'ta çıkması bekleniyordu. Demi ise bir süpriz yaptı ve yeni şarkısını dün, yani 25 Şubat'ta yayınladı. Şarkı çok büyük ilgi gördü ve pek çok ülkenin müzik listelerinde en tepelere yükseldi bile. Hayranlar şarkı için resmen çıldırdılar ^^  Türk Lovaticlerin başlattığı #TurkishLovaticsLoveHeartAttack Trend Topic'i WTT'ye girmeyi başardı. (Şu son kurduğum cümle Türkçe mi oluyor şimdi, vay bee) Şarkının bir günde bir milyondan fazla dinlendiği söyleniyor.
Merak edenler ve dinlemek isteyenler için, Heart Attack yani Türkçe meali ile Kalp Krizi  aşık olmaktan korkan ve sevgisini belli etmekten kaçınan ama duygularına bir türlü engel olamayan bir kızın kaldığı ikilemi anlatıyor. 

Ben dünden beri en az 20 kez dinledim, umarım siz de beğenirsinizz ^^


Sözler:

Putting my defenses up
Cause I don't wanna fall in love
If I ever did that, I think I'd have a heart attack

Never put my love out on the line
Never said yes to the right guy
Never had trouble getting what I want
But when it comes to you I'm never good enough

When I don't care 
I can play him like a Ken doll
Won't wash my hair
Then make him bounce like a basketball 

But you make me wanna act like a girl
Paint my nails and wear high heels
Yes you make so nervous that I just can't hold your hand

You make me glow
But I cover up, won't let it show
So I'm putting my defenses up
Cause I don't wanna fall in love
If I ever did that, I think I'd have a heart attack
I think I'd have a heart attack 
I think I'd have a heart attack

Never break a sweat for the other guys
When you come around I get paralyzed
And every time I try to be myself
It comes out wrong like a cry for help
It's just not fair
Brings more trouble than it all is worth
I gasp for air
It feels so good, but you know it hurts

But you make me wanna act like a girl
Paint my nails and wear perfume
For you, make so nervous that I just can't hold your hand

You make me glow
But I cover up, won't let it show
So I'm putting my defenses up
Cause I don't wanna fall in love
If I ever did that, I think I'd have a heart attack
I think I'd have a heart attack 
I think I'd have a heart attack

The feelings got lost in my lungs
They're burning, I'd rather be numb
And there's no one else to blame
So scared I'll take off and run
I'm flying too close to the sun
And I'll burst into flames

You make me glow
But I cover up, won't let it show
So I'm putting my defenses up
Cause I don't wanna fall in love
If I ever did that, I think I'd have a heart attack
I think I'd have a heart attack 
I think I'd have a heart attack
I think I'd have a heart attack
I think I'd have a heart attack

16 Şubat 2013 Cumartesi

Ünlülerin Tarzı - Taylor Swift

Dürüst olmak gerekirse, hayatım boyunca en antipatik bulduğum ünlülerden biridir Taylor Swift.
Belki de özel hayatında çok cici, iyi kalpli bir kızdır bilemiyorum ama gerek sürekli sevgili değiştirmesinden gerek o küçük gözleriyle etrafa sinsi bakışlar atmasından; ben bu kızı bir türlü sevemedim.
Stil olarak ise Taylor Swift'i dünyanın en sıkıcı giyinen ünlüsü ilan ediyorum. Aslında bakıldığı zaman kötü tercihleri yok, hatta çoğu zaman fiziğine uygun seçimler yapıyor ama kendini o kadar çok tekrar ediyor ki; bir süre sonra insan daralıyor. Sürekli gözünün önüne düşürdüğü kahkülleri ve elbiselerinin hepsinin birbirine benzemesi çok SIKICI. 

***

Taylor'ın giyim tarzını örnek almak istiyorsanız yapmanız gereken tek şey gömlekler, dar pantolonlar, oxford ayakkabılar giymek ve askılı bir çanta takmak. Tabii sürekli taktığı güneş gözlüklerini de es geçmemek gerek... Çok klasik bir giyimi var Taylor'ın, risk almayı pek sevmiyor ve günlük hayatında sade seçimler yapıyor.

Üç resim arasındaki yedi farkı bulun desem o bile bulunamaz, ben ünlüler bir giydiğini bir daha giymez sanırdım Taylor sürekli aynı ayakkabılar, aynı çantalar, aynı pantolonlar... Dedim ya kötü giyinmiyor ama sürekli bir kendini tekrar etme sorunu var Taylor'da. Yine tercihleri arasında puantiyeli, çizgili veya desenli kazaklar ve soluk renkli pantolonlar var. Görünen o ki rengarenk giyinmeyi pek sevmiyor Taylor.


Bu paltolar da Taylor'ın vazgeçilmezleri arasında ki bence de oldukça risksiz ve rahat bir seçim. Her türlü kıyafetle kullanılabilir, şık da duruyor.


 Açıkçası Taylor'ın en uyuz olduğum hali, böyle Kate Middleton'ımsı elbiseler giyip first lady kıvamında salındığı hali. Zarif gözükmesi gerekirken iyice sıkıcılaşıyor, içim bayılıyor...

Burada da sıkıcılıktan ölmek üzere olan Taylor'ı görüyoruz... 

Kırmızı halıya gelince, Taylor genellikle beyaz ve pudra tonları arasında kıyafetleri tercih ediyor. Renkli elbiseleri ona pek yakıştıramıyorum açıkçası, o yüzden belki de bu renkler ona daha çok gidiyor. ^^ Benim Taylor gibi vücudum olsa hep mini etekler, mini elbiseler giyerdim ama bizim kız uzun tuvaletlerin içinde "Üff snne be slk bn dnya gzelym tmmı şarkcym ayrca!!1111" edasıyla salınma derdinde.

Kırmızı halıda "Bakın bana, ne kadar da asil ve kibarım. Ben buranın prensesiyim" havasına girmediği zamanlarda iyi seçimler yapabiliyor Taylor Swift. Örneğin bu görünüşüyle bana oldukça dişil ve seksi gözüktü, uzun bacakları ve güzel bir fiziği var... Bence bunu değerlendirip daha fazla mini giymeli. Ama o saçlarını gördüğümde içime fenalık geliyor ve saça başa karışan ilkokul öğretmenleri gibi elime tel toka alıp o kahkülleri geriye tutturmak istiyorum -.-

Süt gibi beyaz olan Taylor, ten rengiyle tezat oluşturan bu siyah mini elbisenin içinde de gayet iyi gözüküyor bence.

Bunlar da Taylor'ın hem ödül törenlerinden, hem de normal hayattan beğendiğim kıyafetleri ^^

Taylor'ın stili böyleydi, bir dahaki yazıda görüşürüz x.x

15 Şubat 2013 Cuma

Ünlülerin Tarzı - LA Topshop & Topman Açılışı

Miranda Cosgrove, Demi Lovato, Emma Roberts'tan tutun da Chris Brown, Kim Kardashian, Jennifer Lopez'a kadar pek çok ünlü, 13 Şubat 2013'te yani sevgililer gününden tam bir gün önce düzenlenen bu açılışta yer aldı.

Demi sakatlık falan dinlememiş, koltuk değneklerini de kapmış gelmiş. Hatta açılıştan önce Give Your Heart a Break'i söylediği bir performans sergilemeyi de ihmal etmemiş. Bu azminden ve çalışkanlığından dolayı genç şarkıcıyı kutluyoruz tabii ki. Zaman zaman Demetria'yı hanım hanımcık, cicili bicili elbiselerin içinde görsek de o özünde oldukça asi bir genç kız. Bu özelliğini ceketlerindeki, hatta alçısındaki zımba detaylarından ve siyah giyme eğiliminden de anlayabilirsiniz. Açıkçası koltuk değnekleri ve alçıyla, ancak bu kadar şık olunabilirdi. Tebrikler Demi ^^

Övgüyü hak ettiğini düşündüğüm bir diğer isim ise, Nicole Scherzinger. (İsmini kopyala yapıştır yaptım çünkü yazamadım -.-) Şarkıcı yaşıtlarından çok daha fit, çok daha güzel ve çok daha genç gözüküyor. 34 yaşında olduğuna inanmak çok güç. Fiziğine çok yakışan beyaz, sırt dekolteli elbisesi ve diz üstü çizmeleri, hafif makyajı ve salık bıraktığı siyah saçlarıyla Nicole hem zarif, hem tarz, hem de MUHTEŞEM olmuş.


Miranda Cosgrove siyah yoğunluklu giyinmesine rağmen yaşına uygun parçalar seçerek ağır ve kasıntı görünmemeyi başarmış; kalpli tişörtünden eteğine, çantasından ayakkabısına kadar her şeyine bayıldım. Aferin Miranda, kusursuz gözüküyorsun. Bence tüm genç kızlar 19 yaşındaki bu güzel yıldızın tarzını örnek almalı...
Gecenin prensesi hiç şüphesiz Miranda idi. :)

Bunlar da genel anlamda beğendiğim diğer isimler. Kate Bosworth'un Demi Lovato'nun X-Factor'de giydiği elbiseye çok benzeyen elbisesi ve siyah topuklusuyla çantası, hem çok sade hem de çok zarif. Ashley Madekwe ise Kate gibi sade olmayı tercih etmiş. Final yapan Gossip Girl'ün fettan güzeli, bir zamanlarsa Buffy the Vampire Slayer'daki küçük, masum kızkardeşi oynayan Michelle Trachtenberg ise elbisesinin rengiyle ve takılarıyla çok hoş gözüküyor.

Anladık ki Jennifer Lopez daima miniler, dekolteler, vücudu saran seksi elbiseler giymeliymiş. Bir yerlerini kapatmaya başladığı anda saçmalamaya da başlıyor. Diz hizasındaki metalik, siyah ve turuncu renklerden oluşan elbisesi korkunç... Siyah çorapları, burnu açık ayakkabıları ve takılar daha korkunç... İnek yalamış gibi arkada toplatılmış saçları ise en korkuncu. Moda yorumcusu değilim ama şu görüntüye bakıp 'çok şık' demek bozuk bir göz gerektirir -.-

 Solange Knowles ablası Beyonce'a çok benziyor fakat permalanmış mı yoksa doğal mı olduğunu bilemediğim saçları gerçekten çok kötü gözüküyor, bir an önce saçının rengini ve modelini değiştirmesi lazım. Ayrıca kıyafet olarak da dolaptan ilk eline geçeni giymiş gibi bir izlenim uyandırdı bende, pazara giden teyzelerden hallice.

Kim Kardashian ise sevmemekle ilgilenmemek arasında kaldığım bir kadındır. Kendisinden pek haz etmem ama sürekli nefret söylemleri içerisinde olanları da pek anlayamıyorum doğrusu. Deri pantolonu ve topuklusu ise Kim, her zamanki Kim. Üzerindeki tüylü tuhaf şeyin ne olduğunu ise bir türlü anlayamadım... Hayır, göbeğini mi saklamaya çalışmış bilmiyorum ama amacı her neyse onu çok daha itici göstermiş. Halbuki hamile olduğunu belli edercesine göbeğini ortaya çıkaran bir bluz ya da bol bir elbise giyseydi çok daha sevimli ve sempatik durabilirdi. Olmamış yahu Kim.


 Bunlar da geceye katılan beylerden bazıları; günlük giyinmeyi tercih etmiş olan Chris Brown, Demi Lovato'yla yapışıkmış hissi uyandırıp o "Demi nereye ben oraya" kafasını yaşayan Wilmer Valderrama ve üçüncülerinin nerede olduğunu bilmediğim iki Jonas kardeş. Demi iki eski sevgilisiyle aynı ortamda bulunmaktan rahatsız olmuş mudur acaba?


Diyordum ki bu fotoğrafı gördüm ve Wilmer ve Demi'nin gizliden gizliye çıktığı düşüncesi kafamda daha bir şüphe kazandı... Wilmer'dan nefret ettiğimi söylemiş miydim?

Benden bu kadar ^^

Pişti # Demi Lovato & Kate Bosworth

Demi Lovato'nun X-Factor'ın finali için giydiği metalik elbiseyle Kate Bosworth'ın LA Topshop & Topman Açılışı için giydiği desenli elbise model olarak neredeyse birebir aynı. Aynı tasarımcıya mı aitler hiçbir fikrim yok fakat Demi'nin elbisesinin markasına buradan bakabilirsiniz.

Demi elbisesiyle aynı tonlarda bir göz makyajı yapmayı ve iri küpeler, yüzük, bileklik gibi aksesuarlar kullanarak elbiseyi daha da hareketlendirmeyi seçmiş. Elbise tam oturmuş ve balık etli vücuduna da çok yakışmış :)

Kate Beckinsale ise sade bir makyaj, düz saçlar ve eline aldığı siyah küçük çantasıyla zarif ve duru gözükmeyi başarmış. Fakat aşırı zayıflıktan dolayı elbisenin vücudunu olduğundan da kıvrımsız gösterdiğini ve bacaklarının, özellikle dizlerinin kötü durduğunu düşünüyorum. Acilen bir beş kilo alması gerekiyor bence.


Eee, siz ne düşünüyorsunuz? ^^

20 Ocak 2013 Pazar

Uyuz Oluyorum # 14 Şubat Sevgililer Günü

Düşündüm, düşündüm ve uyuz olduğum bir başka şeyi buldum. Sevgililer günü!
Abi uyuz oluyorum, sinir oluyorum, ayar oluyorum... Öyle böyle değil; 14 Şubat romantizminin de, kusmuklu derecede mutlu ve hassas ilişkilerin de ağzını yüzünü dağıtmak istiyorum. Sevgilim olmadığı ve kıskandığım için değil, aksine hayatının iki 14 Şubat'ını sevgilisiyle geçirmiş bir kız olarak söylüyorum bunları. Sevgilin olsa hediye alma stresi, sevgilin olmasa o günü yalnız geçirecek olmanın verdiği eziklik. İki türlü de çok mal bir gün yani.

Bu aralar o kadar odunum ki sevgililer gününe kadar sevgili bulsam bile diyalogumuz şöyle olur herhalde:

Sevgili: Aşqımm 14 ŞubaTn ktLu oLsn iiki varsn iiki bnmlesn :)))))
Macska: Ok.


Ben bu kadar saçma ve para kazanmaya yönelik bir gün daha görmedim. 14 Şubat'ı kim çıkardıysa bir dolu küfür yemeyi hak ediyor. Senin yüzünden bu gereksiz günü unutan nice erkek sevgilisinden oldu, değerli bir hediye almak isteyen pek çok aşık paracıklarından oldu, en önemlisi de... ULAN ALLAHSIZ SENİN YÜZÜNDEN BİZ YALNIZLAR TRİBE GİRİYORUZ, SEVGİLİMİZİN OLMADIĞI YÜZÜMÜZE YÜZÜMÜZE VURULUYOR BEĞENDİN Mİ YAPTIĞINI????!!!!!!!
Şaka bir yana, sevgililer günü aslında bu amaçla kutlanmaya başlanılmamış.
  14 Şubat, 270 yılında Aziz Valentinus isimli rahibin kafasının uçurulmasından sonra 496'da Papa Gelasius tarafından Aziz Valentin Günü olarak ilan edilmiş. 19. yüzyıla gelindiğinde Esther Howland isimli bir şerefsizin ilk sevgililer kartını göndermesinden sonra günümüzdeki halini almış.  
Yani sizler de benim gibi kızgınsanız, Aziz Valentin'e ya da Papa Gelasius'a değil de Esther malına küfür edin. Gerçi ölmüşün arkasından küfür edilmez ya neyse... PEKİ BENİM YALNIZLIĞIM NE OLACAK??

Bakın aklıma ne geldi: Bence bu günü takvimlerden silsinler. 14 Şubat diye bir gün hiç olmasın, ya da en azından 30 Şubat gibi dört senede bir olsun. Bari üç sene kurtulalım şu illetten. Eğer bir gün diktatör olursam - benden de ne diktatör olur ya - 14 Şubat'ta sevgilisi olan herkesi fırınlara atıp yakacağım, derisini yüzüp tuzlu sularda boğacağım, hediye paketlerini kafalarında kıracağım. Biz yalnızlara tepeden ve küçümseyerek bakan tüm çiftlerden intikamımızı alacağım. 14 Şubat ki, tüm dünyanın kanayan ve kabuk tutmak bilmeyen yarası, hepimizin davasıdır artık.

SALDIRIN KOÇLAR!

19 Ocak 2013 Cumartesi

Öneri # Kısa Boylular Nasıl Giyinmeli?

Kimse boyunu, kilo almaktan ya da vermekten birine yatkın olma özelliğini, yüz güzelliğini kendisi seçemez. Bu yüzden kısa boylu olmak utanılacak bir şey değil. Evet, uzun olmak her zaman bir avantajdır özellikle Türkiye gibi boy ortalaması düşük olan bir yerde ama boy hiçbir zaman güzelliğe engel değildir. Ünlülere bakarsanız çoğunun orta boylu bile olmadığını ama giyimleriyle ve ufak tefek hilelerle bunu çok güzel bir şekilde kamufle ettiğini görürsünüz. Yani buradan çıkarmamız gereken şey: Önemli olan boyunun kısa olması değil, nasıl giyineceğini bilmek.

En nefret ettiğim şeylerden biri, benim gibi kısa boylu insanların uzun boylulara özenip yalnızca onlara yakışabilecek şeyleri giymeye çalışmaları. Olmuyor arkadaşım niye zorluyorsun, diz altı etek yakışmıyor işte, uzun bir tulumun içinde hem daha kısa hem de daha kilolu gözüküyorsun, ortalıkta diz üstü çizmeyle dolandığında herkes seninle "çizme kızı giymiş" diye dalga geçiyor. Aynı şeyleri kilolu biri, kendine iki beden küçük bir şeyin içine zar zor sığdığında kendini o bedene sahip olarak tanımlamasına karşı da hissediyorum. İnsan neyse o olduğunu kabul edecek ve ona göre giyinecek.

Evet, uzun boylu olmak bir avantaj fakat kısa boyumuzu da vücudumuza göre giyinerek kendi lehimize çevirebiliriz. 
-
Kısa boylu kızlar için en kullanışlı şeylerden biri, bacakları tamamen saran dar kotlar. Fakat bu pantolonların yakışması için giyen kişi ya 34/36 beden incecik ve düzgün bir fiziğe sahip olmalı, ya da balık etliyse güzel kalçalara sahip kıvrımlı bir vücudu olmalı. Öteki türlü kişiyi olduğundan daha kilolu ve bacakları da daha yağlı gösteriyor. Kısa boylu olduğumuz için, kilolu oluşumuz daha da göze batıyor ve giydiğimiz şey kilolu gösteriyorsa boyumuzdan da kısıyor.

Dar kotlarınızı özel ama resmi olmayan yerlere giderken spor şıklığı yakalamak istiyorsanız Shakira veya Eva Longoria gibi topuklu ayakkabı ve şık bir gömlek ya da parlak bir ceketle; günlük olarak kullanmak istiyorsanız Vanessa Hudgens ve Megan Fox gibi salaş kıyafetlerle tamamlayabilirsiniz :)

Diz üstü elbiselerden asla vazgeçmeyin. Özellikle de Demi Lovato gibi kilolu fakat bozuk vücutlu ya da şişman değilseniz; çok desenli, şatafatlı ve göz yorucu elbiselerden olabildiğince kaçının. Tek renk ve vücudu saran bir elbise sizi göz alıcı göstermeye yeter de artar bile. Kısa boylu olmanın en sevdiğim özelliği şudur: Sıradan bir kot pantolon - tişörtün içinde de, sade bir elbisenin içinde de en gösterişli halinizden daha güzel görünürsünüz. 

Elbisenin altına bot giyerek Rachel Bilson gibi günlük ve rocker bir hava yaratabilirsiniz. Özel bir davete, düğüne, nişana vb. giderken de mini elbisenizi topuklu ayakkabılarla tamamlayarak muhteşem gözükebilirsiniz.

Biraz önce tercihinizi her zaman diz üstü elbiselerden yana kullanmanızı tavsiye ettim. Ama illa ki diz altı giymekte ısrar ediyorsanız, sizi bu konuda tek bir kişiye yönlendirebilirim: Eva Longoria. (Sanki arkadaşım da tavsiye ediyorum dfşklskşl) Kalem etek/elbiseleri öyle güzel taşıyor ki, bu konuda uzun boylulara ders bile verebilir. 

Şortlarınızı ister bir çılgınlık yapıp botlarla, çizmelerle; ister rengarenk Converselerle, ister topuklu ayakkabıyla beraber kullanın. Her türlü farklı bir hava elde edersiniz. Şort kadar bacakları güzel gösteren bir şey daha yok bence. Ayrıca tek renk giyinmenin boyu olduğundan daha uzun gösterdiğini söylemiş miydim?

Ayrıca;
  • Diz üstü çizmelerden kaçının, hatta kaçın.
  • Desenli pantolonlar, üstler giymemeye dikkat edin.
  • İspanyol paça pantolonları mümkün olduğunca giymeyin, giyerseniz de topuklu ayakkabı kullanın.
  • Topuklu ayakkabı güzeldir, bacak boyunu da uzun gösterir ama abartılı derecede yüksek topuklulardan uzak durun. Hem yürüme zorluğu var hem de hoş bir görüntü olmuyor.
  • Tulum giymeyiniz efendim. Özellikle de hafif kilolu kızlar tulum giydikleri zaman affedersiniz ama çok garip ve komik bir görüntü oluşuyor. Layıkıyla taşıyabilen kısa boylu kız sayısı çok az.
  • En önemlisi de boyunuzu kompleks haline getirmeyin. Kiloluysanız zayıflayın, kendinizi beğenmiyorsanız görünüşünüzde değişiklikler yapın ama boyunuzu daima sevin. Uzun boylu kızlar sizi ezmeye çalışıp size güldüklerinde siz de onlarla beraber gülün, sadece egolarını tatmin ediyorlar. Erkeklerin çoğu kısa boylu kızları şirin bulur, yeter ki temiz bakımlı ve güler yüzlü olun. Abartılı ve gösterişli gözükmeye ise çalışmayın.
Bunlar da benim önerilerimdi işte... Bir dahaki yazıda görüşürüz :)

Hakkımda

Gevezelik yapmak için doğmuş olan, eski filmleri izlemekten hoşlanan ve Lana Del Rey'e bayılan kedicik.